


Kurulduğu 1868 yılından bu yana toplumsal dayanışmayı sağlamak, sosyal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara barınma, beslenme ve sağlık yardımı ulaştırmak için önemli görevler üstlenen Türk Kızılay, kan, afet, uluslararası yardım, göç ve mülteci hizmetleri, sosyal hizmetler, sağlık, ilk yardım, eğitim, gençlik alanlarında faaliyet sunmaktadır. Kızılay “Türkiye’de ve dünyada, insani yardım hizmetinde model alınan, insanların en zor anlarında yanındaki kuruluş olmak” vizyonu ile çalışmaktadır. Kızılay’ın hem misyonu hem de vizyonu çevreye ve topluma bir şeyler verebilme üzerine inşa edilmiştir. Bu vizyonun bir gereği olarak da güçlü bir finansal yapıya ve sürdürülebilir fon kaynaklarına ihtiyacı bulunmaktadır. Kızılay bu vizyonun bir gereği olarak bünyesinde 2018 yılında Kızılay Yatırım Holding AŞ’yi ve 2020 yılında da etki yatırımı alanında faaliyette bulunmak amacıyla da iştirak olarak Kızılay Etki Yatırım ve Danışmanlık AŞ’yi kurmuştur.
Kızılay Etki Yatırım ve Danışmanlık AŞ, Türk Kızılay’ın misyonu ve vizyonunun bilincinde olarak önümüzdeki dönemde etki yatırımın her alanında aktif bir oyuncu olarak; piyasa kurucu, yatırımcı, aracı, proje uygulayıcılığı ve danışmanlık faaliyetlerinde bulunarak Türkiye’de ve dünyada etki yatırımı alanında önde gelen kurumlardan birisi olmayı hedeflemektedir.
Bir hedefe ulaşmak amacıyla zaman, maliyet ve kapsam kısıtlarının etkin bir şekilde yönetilerek beklentilerin üstünde kalitede çıktıların elde edilmesi için proje faaliyetlerinin planlanması, uygulanması ve izlenmesidir. Etkin proje yönetimi ve ekibi, ulusal ve uluslararası düzeyde desteklenen faaliyetlerin vazgeçilmez bir unsuru olarak önemini her geçen gün artırmaktadır.
Etki yatırımı, finansal kazanımlara ek olarak faydalı sosyal veya çevresel etkiler yaratmayı amaçlayan bir yatırım stratejisidir. Etki yatırımları çok sayıda varlık sınıfı (sermaye, borç, hibe vs.) şeklinde olabilir ve farklı sonuçlar doğurabilirler. Etki yatırımında olumlu sosyal sonuçlar elde etmek için para ve yatırım sermayesi kullanılmaktır. Etki yatırımında bulunan yatırımcılar, yatırım yaptıkları şirketin kurumsal sosyal sorumluluğa bağlılığını veya bir bütün olarak topluma pozitif hizmet etme konusundaki işlevlerini dikkate alırlar.
Etki yatırımının temel amacı işletme faaliyetlerinin sosyal çevre üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin azaltılmasına yardımcı olmaktır. Etki yatırımını bir strateji olarak belirleyen yatırımcılar, yatırım yapacakları şirketlerin bunu kurumsal bir sosyal sorumluluk duygusu olarak benimsemelerini beklerler. Yatırımlardan; çevre, toplum ve kurumsal yönetim alanında pozitif bir çıktı sağlaması beklenir. Fakat bu stratejinin sosyal sorumluluk projelerinden önemli bir farkı yatırımcıların bu alandaki yatırımlarından aldıkları riske uygun bir getiri beklentilerinin olmasıdır. Bu yatırımların sürdürülebilirliği açısından gereklidir. Günümüzde etki yatırımların büyük bir kısmı serbest fonlar (hedge funds), özel yatırım kuruluşları, bankalar, emeklilik ve diğer fonları da içerecek şekilde kurumsal yatırımcılar tarafından yapılmaktadır. Bununla birlikte günümüzde sosyal bilinci yüksek finansal hizmet faaliyeti veren şirketler tarafından kurulan web tabanlı yatırım platformları ve yatırım ağları da bireylerinde bu yatırımları yapabilmelerine imkân sağlamaktadır.
Etki yatırımı alanında hibe, borç ve özkaynak olmak üzere 3 farklı finansal kaynak kullanılmaktadır. Kullanılan kaynağın türü yatırımcıların farklı getiri beklentisi içerinde olmalarına neden olur. Bu 3 finansal kaynak kullanılarak çok çeşitli finansman araçları geliştirilebilmektedir. Bu finansal araçlarla etki yatırımı olarak;
başta olmak üzere çok çeşitli alanlarda yatırımlar yapılmaktadır.
Geleneksel Filantropi Yaklaşımı:
Odak: Belirli sosyal sorunların çözümüne yönelik olup hibe şeklindeki yatırımlardır.
Getiri beklentisi: Sadece sosyal fayda arar.
Girişim Filantropisi:
Odak: Sosyal sorunların çözümüne girişim sermayesi yatırımlarıyla cevap vermeye çalışır.
Getiri beklentisi: Sosyal fayda önceliklilidir.
Sosyal Yatırım:
Odak: Yatırımlarda çevresel ve sosyal çıktı yanında finansal getiri beklentisi de vardır.
Getiri beklentisi: Sosyal fayda önceliklidir ve piyasa rayicinin altında beklenen getiri hedeflenir.
Etki Yatırım:
Odak: Yatırımlarda çevresel ve sosyal çıktı niyeti ve finansal getiri beklentisi de vardır.
Getiri beklentisi: Sosyal fayda ve piyasa rayici kadar beklenen getiri hedeflenir.
Sürdürülebilirlik ve Sosyal Sorumluk Yatırımları:
Odak: Yatırımın değerini artırmak veya korumak amacıyla çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim uygulamalarına adapte olma prensibi vardır.
Getiri beklentisi: Yüksek getiri beklentisi öncelikli olarak hedeflenir.
Tamamiyle Ticari Odaklı Yatırımlar:
Odak: Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim uygulamalarına sınırlı ilgisi vardır veya bakmaz.
Getiri beklentisi: Sadece yüksek finansal getiri hedeflenir. Kaynak: OECD.
Dünya’nın her bölgesinde etki yatırımları çok farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmakta ve her geçen gün yatırımla artarak devam etmektedir. Global Impact Investment Network (GIIN)- Küresel Etki Yatırımı Ağı tarafından 2020 yılında yapılan anket çalışmasına göre 2019 yılında dünyada yapılan etki yatırımı büyüklüğü 404 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. 2019 yılında etki yatırımların %55’i gelimiş ekonomilerde geri kalanı da gelişmekte olan ekonomilere yapılmıştır.
Varlık sınıfları açısından bakıldığında ekstrem örnekler dışarıda bırakıldığında yatırımların %21’i borçlanma araçları üzerinden, %19’u da kurumsal özkaynak araçları üzerinden yapılmaktadır. Ankette ekstrem örnekler de ilave edildiğinde borçlanma araçlarının büyüklüğü %37’ye çıkmaktadır. Tahvil ihracı yoluyla elde edilen borçlar toplam yatırımlar içinde %24, girişim sermayesi yatırımları ise %16 civarındadır. Yatırımların büyüklükleri 2015 yılından 2019 yılına kadar ortalama %17 artış göstermiştir. Avrupa etki yatırımlarında 2015-2019 arasında %25 ile dünyadaki en yüksek etki yatırım artışı yapılan bölge olmuştur.
Etki yatırımlarına sektörel olarak bakıldığında 2019 yılında en fazla etki yatırım %19,5 ile enerji alanında gerçekleşmiştir. Enerji yatırımlarını %17 ile finansal hizmetler (mikrofinans hariç) alanındaki yatırımlar, %14 ile mikrofinans, %10 ile su, sanitasyon, ve hijyen yatırımları ve %8,5 ile gıda ve tarım alanındaki yatırımlar izlemiştir.